Gelin size bir hikaye anlatayım.Ana karakterler ben ve Mert&Ömer kardeşler.Aslında gerçek bir hikaye ama tasarlanmış bir hikaye.''Bir anne, iki çocuk baş başa alışverişe çıkarsa'' konulu trajikomik bir hikaye:) Ufak detayların birleştirildiği bir hikaye. Hikayeyi neresinden tutsam bilemedim , ama derler ya ''güleriz ağlanacak halimize'' işte budur bizim asıl hikaye :)
Sıradan bir cumartesi günüydü.Sıradan diyorum ama aslında sıradan olan cumartesi değil.
Her gün o kadar aynı rutininde gidiyor ki sıradan olmamasına şaşar insanın aklı.
Ceren gözlerini Ömer'in mıkırdanmasıyla açıyor.''Tamam şimdi pırt yapar uyumaya devam eder'' umuduyla çok kıpırdanmıyor.
Malum uyku kaçtı mı geri gelmiyor, hele ki hava aydınlandıysa evin annesinin mesaisi başlıyor.
Bir iki dakida Ömer'in tekrar uyumasını ümit ederken baktı ki olacak gibi değil Mert'in tam tabirinde babasının yatağı misali sere serpe yatmasından dolayı, iki büklüm olduğu yataktan kalkıyor Ömer'i emzirmeye başlıyor.
Emzirirken uyuya kalmayayım diye elde telefon instagram mesaisi başlıyor.Gece kimler ne resimler koymuşlar.
5 ,10,15 dk derken Ömer efendi sonunda memede uyuya kalıyor.Karnı tok altı temiz en azından 2 saat uyur diye düşünürken hobaaa oda nesi Ömer yeniden mıkırdanmaya başlıyor.Haydi bismillah kucağıma alayımda uykusu açılmadan devam etsin derken küçük paşa'nın sabahın köründe kaka yapası tutuyor.Ama ne kaka çocuk sanki 10 gündür kaka yapmıyor.
Durum böyle olunca ıslak mendille olmaz belden aşağı yıkanmak paklıyor çocuğu.Yıkama yağlama işleminden sonra hiçbir sorun olmadığına göre teknik olarak Ömer'in uyuması lazım.
Ama gel gör ki çocuk bakmak teknikle olmuyor pratik işi.Üstelik her çocuk için ayrı pratiklik gerekiyor.
Çocukcağız rahatladı ya şimdi sohbet etmek istiyor annesıyle hemde sabahın altı buçuğunda.İki gülücüğe anneyi tavlayınca ne uyku kalır gözde ne gaz kalır midede.Sohbet muhabbet bitene kadar hava aydınlanır ve Mert uyanır ''Ömerciiiiikkk kardeşim günaydın''.Böylece gün başlar Ceren Anne için ... :))
Çocukların uyanmasından sonra gelelim işin en zor kısmına.Evin babası sabaha kadar bebek emzirdi ya yorgunluktan uyanamıyor.Ceren içinden değil gayet net bir şekilde dışından söyleniyor.''Yahu ben sabaha kadar uyumuyorum yinede erken kalkıyorum'' derken koca kişisinden cevap geliyor '' Aşkım yaa sen biyonik kadınsın seninle gurur duyuyorum''. Bu sefer içinden söyleniyor Ceren; '' Gel de kız şimdi bu adama, kıyamam oda işte yoruluyor'' ama gerçeği biliyor '' her seferinde nasıl kandırıyor beni ya :(( ''
Çocukların ikisinin aynı anda giydirilmesi yedirilmesinden sonra yemek bekleyen koca kişisine şöyle bir öneride bulunulur.''Kahvaltıya dışarı çıkalım mı?'' Sanki iki çocuğu giydirip hazırlayacak olan oymuş gibi şöyle bir cevap gelir ''Ama şimdi zor olmaz mı?'' :))) sesli anlatım olsaydı burada kahkaha efekti olmalıydı :))
15 dakika sonra iki çocuk giyinmiş, yedek kıyafetlerinin olduğu çanta hazırlanmış,ev toplanmış ve Ceren Anne hazır olarak kapıda evin babası bekleniyor.''Tamam tamam geldim'' diye diye neredeyse 5 dakika bekleniyor.
Zannetmeyin ki öylece sakin bekleniyor.Ömer bir yandan pusetinde sıkıldığı için ağlıyor, Mert bir yandan ''annneeeeciiimmmm gidelimmmm'' diye söylenir Ceren anne ise kan ter içinde saçına başına düzeltiyor.
Niyahet aile fertlerinin hepsi hazır olunca asansöre binilir.Malum 24. katta oturunca aşağı inene kadar farklı diyaloglar geçiyor ama arada evin babasının yaptığı talihsiz açıklama ile annenin saçları diken diken oluyor '' bu tshirtü ütülesemiydin acaba baksana kat izleri var'' :))))) Gitti 5 dakikada yapılan canım saç modeli :)))
Kahvaltı sorunsuz geçince sabah ki hengameyi unutuyor anne.Herkes ayrı program yapsın deniyor ve Ceren kız arkadaşıyla alışverişe gitmeye karar veriyor.Yanında da iki çocuk.. Biri arabasında biri elinde.
Mert Ömer'in arabasını sürmeye kalkınca çok yavaş ilerliyorlar.''Arabayı ben süreyim Mert,sen benim elimi tut'' deyince de çocukcağız yetişemiyorum.''En iyisi sen benim kucağıma gel '' deyince ise yılların spor yapmasının biriktirdiği kaslar devreye giriyor.Kucakta çocuk elinde bebek arabası.Kan ter içinde ne o, Ceren anne alışveriş yapacak.''Benim kuzum daha bebek birde gittim ona kardeş yaptım'' diye düşünceler yarış yapıyor kafasında.Bu koşturmada doğru düzgün alışveriş yapamadığı için eve dönmeye karar veriyor.Açık havanın gazabı arabaya giderken ani bastıran yağmur ile ohooo kızcağızın alışveriş keyfi tam bir cümbüşe dönüyor ve sırılsıklam olmuş bir şekilde çoluk çocuk eve dönüyor..
Demem o ki kasmamak gerekir.Her yeni doğum yapan ve emziren anne gibi hemen eski hayatıma geri dönmeliyim diye kasmamak lazım.Alışveriş, iş hayatı,arkadaşlar hepsi kaldığı yerden devam eder.Önemli olan kendinize biraz mola için izin vermek ama o molanın tadına varıp iyice üşengeçlik yapmamak.Her durumun keyfini çıkarmak lazım...
İster ilk ister ikinci çocuk , buda anne adaylarına not olsun :)) Gülmeyin ağlanacak halinize, içinizden nasıl geliyorsa öyle davranın.Gülecekseniz gülün,ağlayacaksanız ağlayın.Bugünler de geçiyor, il çoçuktan tecrübe ile sabit olsa da ahhh bu hormonlar yok mu sağolsunlar ikinci çocukta yine aynı düşünceler,telaşlar,endişer yerini alıyor. Koca kişilerine de fazla takılmayın, malum çocuklu bizler kadar çabuk konsantre olabilselerdi onlar çocuk doğururdu :))
Ceren KÖKEN
"Evin babası sabaha kadar bebek emzirdi ya yorgunluktan uyanamıyor." işte bu kısım bütün evlerde aynı galiba :)
YanıtlaSilkesinlikler :))
Sil