İkinci bebeğimin geleceği haberini aldıktan sonra beni en çok endişelendiren Mert’in bunu nasıl karşılayacağı oldu. Bu konuyla ilgili yazılar genel olarak aynı şeyi savunuyorlar.
Çocuğun yaşının çok önemli olması
ile birlikte çocuğun o döneme kadar aile içerisindeki konumunun da yeni gelen
bebeğe vereceği tepki ile çok alakalı olduğu belirtilmektedir. Aile içerisinde
özellikle tek torun olan çocukların ailede ikinci bir bebeği kabullenmesinin
daha fazla çocuklu büyük ailelere göre daha zor olduğu belirtilmektedir. Bütün
bu farklılıklar göz önünde bulundurularak her çocuk için ayrı bir yol izlenmesi
gerektiği vurgulanmaktadır. Fakat bunun yanı sıra tüm çocuklarda
uygulanabilecek basit yöntemlerden bahsedilmektedir. ‘’ İkinci çocuk
hazırlıklarını ilk çocuk ile yapmak’’ Çocuğunuzu kesinlikle zorlamadan ikinci
bebek için oda, kıyafet ve diğer hazırlıklara yardım etmesini sağlamak,
çocuğunuzun ileride aileye katılacak bebeği daha çabuk benimsemesine yardımcı olduğu
belirtilmektedir. Tabi burada önemli olan ilk çocuğunuza hem hamilelik
sürecinde hem de doğumdan sonra zorunlu ‘’abi ve abla’’ sıfatını yakıştırmamak.
Çocuklarınıza, kardeşleri ile ilgili onların isteği dışında sorumluluk
yüklemeniz hem size hem de kardeşe karşı tepki göstermesine sebep
olabilmektedir.Bütün bu yazıların doğrultusunda yazılan her detaya katılmakla
birlikte çok önemli bir konunun atlandığını düşünüyorum. ‘’Kardeş geliyor’’
cümlesiyle birlikte çocuklarımıza onları ne kadar çok sevdiğimizi anlatmak,
göstermek gerekiyor. Bunu gösterelim ki gelen kardeşin bebek olmasından
kaynaklı ilgi odağı olmasının sevgiyle alakası olmadığını anlayabilsin.
Aslında çocuğumuza
bir kardeş gelsin veya gelmesin yaşları ilerledikçe çocuklarımıza onları ne
kadar çok sevdiğimizi gösteremediğimizi düşünüyorum. Eminim her anne baba için
çocuğunun sevgisi tarif edilemez ama acaba bu sevgiyi doğru gösteriyor muyuz? Yapmamız gereken tam anlamıyla ‘’oyuncu’’
birer anne baba olmak.
Çocuklarımızla nasihat
içermeden , tamamen onun hayal gücü doğrultusunda sohbet etmek. Mert’in
yaşı sohbet etmek için çok ufak olsa da kitaplardaki renkli resimler üzerinden
sohbet etmek onun çok hoşuna gidiyor. Hatta bazen bakıyorum kitabını kendi alıp
getiriyor J
Çocuklarımızla
sizin de keyif alacağınız oyunlar oynamak gerekirse kendinize göre oyunlar
yaratmak. Aslında Mert babasıyla oyun oynamaktan daha çok keyif alıyor.
Futbol oynamak yerde güreş yapmak tam da onun istediği oyunlar ama anneyle
oynanacak oyunlar ona sıkıcı gelmeye başladığı noktada bizde kendimize yeni
oyunlar geliştirdik. Madem Mert’in vazgeçemediği oyuncağı evdeki boy boy
topları ve madem ben futbol oynamaktan anlamıyorum bizde evde kendi bowling
alanımızı yaratarak toplarla oyuncak ayıları devirmece oynuyoruz.
Çocuklarımızla
birlikte sorumlulukları yerine getirmek. Her oyun sonrasında savaş
alanına dönen evi Mert ile birlikte topluyoruz. Ama bir arkadaşım ufak kızı ile
akşam babaya birlikte yemek yapıyorlar ve ben çok özeniyorum J
Bütün bunlar tabi benim bulduğum çözümler. Ben bu çözümler
ile oğlumun daha mutlu olduğunu gördüğüm için bunları uyguluyorum. Yaşı
ilerledikçe farklı çözümler bulmam gerektiğini de biliyorum ama annelik sanırım
böyle bir şey ,bitmek bilmeyen sorumluluk J
Eminim siz de çocuğunuza göre kendiniz daha güzel ve daha yaratıcı çözümler
bulabilirsiniz.
Bütün bunların dışında kimi zaman onların iyiliği için kimi
zamanda kendi konforumuz için ‘’ yapma, etme’’
diyoruz. Onlara sevgimizi göstermek için ‘’ çok tatlısın çoook’’ , ‘’ ben bu
çocuğu yicem’’ gibi cümleleri arka arkaya sıralıyoruz. Hâlbuki bence
çocuklarımıza kaç yaşında olursalar olsunlar açıkça ‘’SENİ ÇOK SEVİYORUM
ANNECİM’’ dememiz gerektiğini düşünüyorum. Ne
kadar yaratıcı çözüm bulursam bulayım kendimi en güzel bu şekilde ifade
ettiğimi düşünüyorum.
Onlara ‘’seni seviyorum’’ diyelim ki onlarda sevgiyle
büyüyen bizim hayal ettiğimiz gibi iyi birer anne-baba olarak kendi çocuklarına
‘’ seni seviyorum’’ diyebilsin..
Seni seviyorum Canım OğlumJ
Ceren KÖKEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder