Dört Çocuk İki Anne Hayat Nasıl Olacak?

12 Ocak 2014 Pazar

Mert Efendi Doğarken..

Mert Efendinin Doğum Hikayesi




‘’Can’la Ceren’’ in hayatında 9 sayısının hep bir önemi olmuştur. Tanıştıktan 9 ay sonra nişanlanmak, nişandan 9 ay sonra evlenme gibi rutinler evlendikten 9 ay sonra Mert Efendi’nin ailemize katılacağı müjdesi ile tamamlandı. Hamile olduğumu ilk öğrendiğimde sürpriz olmamasına karşı ufak bir şok geçirmedim değil. Eşimle birlikte bir bebek sahibi olmayı çok istediğimiz için kan testi yaptırmak için gündüzü beklemeden gecenin bir köründe Maslak Acıbadem Hastanesi’ne gittik. Sonucu beklerken eminim her evli çiftte olduğu gibi bizde, eşim ve ben ayrı ayrı düşünceler içerisindeydik. Ben , hamileysem nasıl olacak, acaba iyi bir anne olacak mıyım, nasıl bir hayat beni bekliyor derken hem heyecan hem de endişeyi bir arada yaşadım.Eşimse tamamen bebek müjdesinin gelmesini ve bunu sırayla bütün aileye bildirmeyi bekliyordu. Beklenen sonuç geldiğinde tahmin ettiğiniz gibi daha hastaneden çıkmadan ailenin tamamı hamile olduğumu öğrendi ve hastaneden çıktıktan sonra doğruca Selen ve Göksu’ya giderek ufak çaplı kutlamayla bütün herkese duyurmuş olduk J

Hamileliğimin 6. Haftası ile 24. Haftası arası gerçekten çok zor geçti. Mide bulantılarım sayesinde dışarıya çıktığımızdaki bütün mekânların tuvaletlerini test edebiliyordum. Bir ara gerçekten bu bulantıların doğuma kadar süreceğini düşünüp kendimi iyice depresif bir hale sokuyordum. Klasik bir söz vardır ‘’12. Haftadan sonra bıçak gibi kesilir’’. Önceleri gerçekten 12. Hafta için çok umutluydum fakat 13-14-15. Hafta oldu ve bende hala bir değişiklik olmayınca başta eşim ve annem olmak üzere sırayla ailedeki herkesin ‘’buda geçecek, kucağına alınca her şeyi unutacaksın’’ terapilerine maruz kaldım. Maruz kaldım derken lütfen yanlış anlaşılmasın, bu terapiler olmasa belki de çok ciddi bir bunalıma girecektim çünkü hamileyken bebeğiniz için heyecanlanmak isterken haftada bir veya iki serum taktırmak ve günde yaklaşık 7-8 kes kusma psikolojinizi maalesef çok etkiliyor.12 olmasa da 24. Haftada gerçekten bütün bulantılar bıçak gibi kesildi. Tam her şey yoluna girdi derken bu sefer 6. Aydan itibaren şiddetli migren atakları geçirmeye başladım ama çok şükür bulantılar kadar uzun sürmedi. Sakin geçen 1-1,5 ay sonra doktorum ‘’bebek çok erken aşağı inmiş, mümkünse çok fazla hareket etme, erken doğum olmasın’’ demesiyle eve kapandım. Ortada çok ciddi olmasa da erken doğum riski olduğu için bütün aile yaz planlarımızı erteleyip Mert Efendi’nin gelmesini bekledi,Ama ne bekleyiş.

Tahmin edin ne oldu?

Erken gelecek diye korktuğumuz Mert Efendi tam 9 ay 11. Günde dünyaya geldi. Hamile kaldığım günden beri normal doğum yapacağım diye direten ben bu kadar bekledikten sonra doktorumun bebeğin sağlığı için zorunlu yönlendirmesiyle 23 Ağustos 2012’de dünyaya geldi. Epidural sezeryan sayesinde doğar doğmaz Mert Efendi’yi kucağıma alabildim ve o andan sonrası herkesin bildiği büyük bir AŞK.

Doğumdan sonra iki gün boyunca hep şunu düşündüm.
Mert doğana kadar;
Ben hiç kimseyi böylesine sevmemişim ( bunu yeğenim  aşık olmama rağmen söyleyebiliyorum)
Ben hiç kimseyi uyurken bile böyle özlememişim.
Ben hiç kimse için ağladığında kendimi böyle çaresiz hissetmemişim.
Ben hiç kimse için en ufak bir yanlışımda bu kadar vicdan azabı çekmemişim.
Ama bence en önemlisi  ‘’ Ben annemi o güne kadar hiç bu kadar iyi anlamamışım’’

İyi ki varsın canım oğlum.

İyi ki varsın canım annecim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder