Dört Çocuk İki Anne Hayat Nasıl Olacak?

13 Ocak 2014 Pazartesi

İkinci bebek haberi..


Mert doğarken yazımda; yazının sonunda biricik kıskanç ablamı unuttuğum için bu yazımı ona adıyorum :) 

Aramızda 6 yaş olduğu için ben 15-16 yaşlarına gelene kadar beni arkadaşlarının yanına sokmak istemeyen sevgili ablacım o döneme kadar hep bana küçük cadı muamelesi yaptı. Burada itiraf etmeliyim ki beni yanına almamanın hıncını cadılıklar yaparak ondan çıkardım. Fakat ben büyüdükçe hayat ikimiz içinde değişti, daha iyi anlaşır olmanın yanı sıra çoğu zaman ben ona kardeşlik yerine bıdı bıdı konuşarak ‘’kayınvalidelik’’ yaptım. Oda sağ olsun her zamanki müthiş politik tavrı ile beni umursamadı :) Şimdi geriye dönüp baktığımda hayatımın her döneminde bazen anne gibi nazımı çeken bazen abla gibi beni kollayan bazense bana sürekli hediye alan (en güzel kısmı buydu sanırım) bir abla görüyorum.

Zaman zaman delilikleri olmadı değil. Sanırım ben 4-5 yaşlarında yuvaya giderken o da ilkokula gidiyordu. Bir sabah yuvanın önünde servisten inerken birde baktım ilkokul önlüğünün içinde bıcır bıcır bir kız yuva öğretmenime dert anlatıyor. ’’Öğretmen hanım benim kardeşimi almam lazım, kendi okuluma götüreceğim’’. Nasıl oldu, ne yaptı da öğretmeni ikna etti bilmiyorum ama 15 dk sonra ben kendimi ablamın servisinde okula giderken buldum. Tesadüf bu ya,o gün okula müfettiş geldi ve ben bütün ders saatlerinde müfettiş bana soru sormasın diye kafamı sıradan kaldıramadım ve bu hiç eğlenceli değildi :) Sevgili ablacığım da beni yuvadan kaçırmış olmanın verdiği hazla yetindi.

Şimdi bunları niye anlattın diye sorucaksınız.
İkinci hamileliğimin ilk bir ayı bitmiş ikiyi bitirmeye doğru yol alırken…

İkinci bebeğin yolda olduğu müjdesi ilk bebek müjdesinden oldukça farklıymış. Hani o ilk heyecan, ilk kaygının yerini o kadar farklı düşünceler alıyormuş ki, anladım, insan ikinci çocuğa hiçbir zaman hazır olamazmış, sadece böyle bir sürprizle karşılaşıp alışmaya çalışırmış. Burada bahsettiğim tabi öncelikle insanın aklına maddi ve manevi olarak klasik sorular geliyor.
Bu çocuklara nasıl bakacağım?
Biri uyanacak biri uyuyacak, ben nasıl yetişeceğim?
Aralarında çok az yaş var, ben bununla nasıl baş edeceğim?
Gibi liste uzadıkça uzuyor…
Ama asıl soru mertle ilgiliydi. Yeni bebeğin geldiğinde ilk duyduğumda Mert’e ihanet ettiğimi düşündüm. Önceleri Selen bana bunu söylediğinde ‘’ ay yok artık Selen saçmalama’’ derken birde baktım bilmiş bilmiş konuşan ben gitmiş yerine ‘’evham perisi’’ gelmiş. Mert’in çok küçük yaşta abi olacak olması, küçük bebeği varlığının ona neler hissettireceği, küçük bebekten sonra bütün ailenin ona nasıl davranacağı gibi sorular aldı başını gitti. Sonra aklıma ablamla ben geldim. Aramızda 6 yaş fark olmasına karşı hayatımın her döneminde ablamın olması avantajını yaşadım. Hayatımda o olmasa hayatımın aslında ne kadar zor olacağını düşündüm. İşin ciddiyeti bir yada gittikçe yaşlanan ( annem beni öldürecek) anne ve babamızın huysuzluğunun altından o olmasa tek başıma kalkamayabilirdim :) Özetle Mert’in de yanında ömür boyu çok seveceği  bir ‘’kardeşi’’ olacağı fikri beni oldukça rahatlattı. Bakalım hamileliğimin ileriki haftaların nasıl bir ruh halinde olacağım. Bunu ileriki yazılarda göreceğiz :)

Aaaa unutmadan söyleyeyim;
İyi ki varsın canım ABLAAAAMMMM :)

Sanırım bu yazıdan sonra affedildim :)

Ceren Köken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder